İstanbul Baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri için 12 yıl hapis talebi
İstanbul Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve 11 şüpheli hakkında, teröristleri gazeteci olarak nitelendirdikleri ve devletin kurumlarına güveni olumsuz etkiledikleri gerekçesiyle iddianame hazırlandı. Şüphelilere, 'basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak' ve 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' suçlarından 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İstanbul 1 no'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakkında 12'şer yıla kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandı. İstanbul'da 21 Aralık 2024'de İstanbul Barosu'nun sosyal medya hesabından çatışmada etkisiz hale getirilen teröristler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında yapılan açıklamaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, aralarında Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da bulunduğu 11 kişi 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı.
Hazırlanan iddianamede, İstanbul Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, Başkan Yardımcısı Rukiye Leyla Süren, Baro Genel Sekreteri Hürrem Sönmez, Baro Saymanı Ahmet Ergin ve Yönetim Kurulu Üyesi Avukatlar Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekim Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar'ın, çatışmada etkisiz hale getirilen teröristler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında sosyal medya hesabından yazılı açıklama paylaşıldığı, açıklamada kullanılan sözlerle teröristleri gazeteci olarak nitelendirip bunu savaş suçu olarak değerlendirdikleri kaydedildi.
“Kim sarayı desteklemiyorsa ‘terörist’ denebilecek eşiğe geldik”
Kaboğlu, 20 Şubat’ta ANKA’ya konuştu. Özellikle Ekim 2024’ten beri artan gözaltılar ve tutuklamalara değinen Kaboğlu, “Anayasal çerçeveye, anayasal kurallara, anayasanın emredici ve yasaklayıcı hükümlerine aykırı yol ve yöntem izlenerek yapılan tutuklamalardır. Bu açıdan tabii ki usul yanlıştır. Usul yanlış olunca hemen şöyle bir kuşku doğuyor” dedi.
Kaboğlu şöyle devam etti:
“Acaba esasa ilişkin gerçek belge ve bilgi olmadığı için mi usul karartması yapılıyor diye. Gerçekten işte hapse konulan birçok seçilmiş siyasi şahsiyet, belediye başkanları, avukat; önce arama yapılıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, daha sonra iddianame, haftalar ve aylar sürüyor. Özgürlüğünden alıkonuluyor. Bu açıdan bakıldığı zaman bu tablo aslında 12 Eylül, 12 Mart gibi geçmişe gittiğimiz zaman, son 50-55 yıllık bir döneme gittiğimiz zaman ilktir böyle bir uygulama. Uygulamalar dizisi ilk kez karşımıza çıkıyor. Hedef aldığı kitlelerin genişliği, yapılan işlemlerin keyfiliği ve sürekliliği açısından bunlar ilktir. Bu açıdan aslında hukuk devleti ya da demokratik hukuk devleti olma özelliğimizin sürekli sorgulanması anlamına gelmektedir. Çünkü anayasamızın ikinci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, demokratik ve laik, sosyal bir hukuk devletidir.”
“Bu kurgunun mimarları Cumhur İttifakı taraflarıdır”
Bu yaşananların mimarının Cumhur İttifakı taraflarının olduğunu ifade eden Kaboğlu, “Yani Adalet ve Kalkınma Partisi’yle Milliyetçi Hareket Partisi. Bu anlaşılmıştır. Sürdüremez özelliğinin itirafıdır. İki önemli gösterge var bunun için. Bir, bütün bu operasyonlar. İki, yeni anayasa söylemi. 2017’de yapılan anayasa değişikliği, bilindiği gibi hükümeti bile tasfiye etti. Olumlu idiyse neden Türkiye böyle bir ortama sürüklendi, neden toplumu yoksullaştırıldı? Neden o zaman 2017’de yapılan anayasa değişikliğine bile aykırı uygulamalar yapılıyor? Eğer 2017 gerçekten iyi idiyse o zaman neden sivil anayasa arayışı oluyor?” diye sordu.
“Dayanışma halkalarını çok genişletmemiz gerekiyor”
Kaboğlu, artık herkese terörist yaftası vurulduğunu söyledi, “Çünkü terör yaftası o kadar kolay vuruluyor ki, kim teröristtir dediğimiz zaman, kim ki saray rejimini, kim ki Cumhur İttifakı’nı, kim ki Cumhur İttifakı görüntüsü altında parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığını ve yürütmeyi desteklemiyorsa ‘o teröristtir’ denebilecek bir eşiğe geldik. O nedenle çok dikkatli olmamız gerekiyor. Dayanışma halkalarını çok genişletmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.