Başkan Tugay'dan sağlıklı ve güvenli kentleşme için çağrı
İzmir BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Dr. Cemil Tugay, Tahribatsız Yapı ve Zemin İzleme Yöntemleri Çalıştayı'nda güvenli ve saÄŸlıklı kentleÅŸmenin önemine deÄŸindi. Tugay, “Bundan sonra hayata geçirilecek çalışmalarda hata yapmamak çok önemli. Binanın yapım aÅŸamasında ciddi denetimler gerekiyor. Gelin ÅŸehrimizi hepimizin huzurla, saÄŸlıkla, güvenle yaÅŸayacağı bir kent haline getirelim. Bunu tek başına belediye yapamaz. Herkesin bu çalışmalara katkı sunması gerekiyor” dedi.
ürk Mühendis Ve Mimar Odaları BirliÄŸi'ne (TMMOB) baÄŸlı İnÅŸaat Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi ile Fizik Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi'nin iÅŸ birliÄŸiyle ve İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi ev sahipliÄŸinde düzenlenen “Tahribatsız Yapı ve Zemin İzleme Yöntemleri Çalıştayı” baÅŸladı. Bilim insanlarını, uzmanları, sektör temsilcilerini Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde (AASSM) buluÅŸturan çalıştaya, İzmir BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Dr. Cemil Tugay da katıldı. Programda saÄŸlıklı kentleÅŸmenin önemine deÄŸinilirken, yapı güvenliÄŸi ile zemin özelliklerinin hayati öneme sahip olduÄŸu vurgulandı.
Bilimsel yöntemlerle saÄŸlıklı kentleÅŸme
Çalıştayda konuÅŸan İzmir BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Dr. Cemil Tugay, kentin depreme karşı direncini arttırmak için yapılan çalışmalara deÄŸindi. Tugay, zemin, mikrobölgeleme, yapı envanteri, fay hatlarının incelenmesi baÅŸlıklarında sürdürülen projeleri de hatırlattı. İnÅŸaat Mühendisleri Odası ile yürütülen yapı envanteri çalışmalarının Bornova ve Bayraklı'da tamamlandığını, benzer çalışmanın diÄŸer ilçelerle süreceÄŸini söyleyen BaÅŸkan Tugay, “Burada önemli sonuçlar çıktı. Mutlaka mevcut riskin günümüzde sahip olunan bütün bilgi, birikim ve tekniklerin kullanılması ile ortaya konulması gerekiyor. Bu riskin insan hayatına dair göze alınmış bir risk olduÄŸunu, her bir hayatın asla ödenemeyecek bir bedel deÄŸerinde olduÄŸunu unutmadan bu iÅŸleri yapmamız lazım. İki ilçede riskli yapılarla ilgili dönüÅŸüm için mümkün olan en hızlı adımları atmak zorundayız. Bu süreci baÅŸlattık” dedi.
“5-10 yıl sonra ne olur diye hesaplanarak yapılması gerekiyor”
SaÄŸlıklı kentleÅŸme için hızlı adımlar atılmasının önemine dikkat çeken Tugay, “Bir yapıya eÄŸer bu iÅŸi bilen insanlar, meslek uzmanları, akademisyenler 'riskli' diyorsa, kamu yöneticisinin 'Buyurun riskli binalarda oturun' deme hakkı yok. İnsanlara doÄŸru bilgi vererek, çözüm üretmek zorundayız. Åžehrimizde güvenli olmayan zeminler ve risk taşıyan binalar var. Bundan sonrası için hata yapmamak çok önemli. Binanın yapım aÅŸamasında ciddi denetimler gerekiyor. Her ÅŸeyin sadece bugün için deÄŸil 5-10 yıl sonra ne olur diye hesaplanarak yapılması gerekiyor” diye konuÅŸtu.
“Herkesin bu çalışmalara katkı sunması gerekiyor”
2020 İzmir depreminde binaların yıkıldığı anları asla unutamadığını, 6 Åžubat'ta ise bambaÅŸka bir dramın yaÅŸandığını ifade eden BaÅŸkan Tugay, “Bu iÅŸin doÄŸrusuna hep birlikte karar verelim. Gelin ÅŸehrimizi hepimizin huzurla, saÄŸlıkla, güvenle yaÅŸayacağı bir ÅŸehir haline getirelim. Bunu tek başına belediye yapamaz. Herkesin bu çalışmalara katkı sunması gerekiyor. Kimin sözlerine inanılır? MesleÄŸinde bilgili, uzman kiÅŸilerin, bilim insanlarının sözüne inanılır. Bilim insanları, uzmanlar konuÅŸtuÄŸu zaman insanlar dinliyor. Ama eÄŸer onlar kendi arasında farklı ÅŸeyler söyler ve konu dağılırsa, ana konuyu korumazsak kafalar karışıyor. Bütüne baktığımız zaman 2025 yılında İzmir'de yaÅŸayan bir vatandaşımızın oturması gereken bina nasıl olacak? Güvenli, saÄŸlıklı ve çevreye zarar vermeyen binaları nasıl yapacağız? Bunu baÅŸaramayacak mıyız? Bunu illa Japonya ve Kore'den birilerinin icat etmesi ve sonra bizim onlardan taklit etmemiz mi gerekiyor? Ben İzmir'in uzun yıllardan gelen o kültürü, duyarlılığı ile bunu yapabileceÄŸine inanıyorum. Bu inançla belediye baÅŸkanlığı yapıyorum. İş arkadaÅŸlarıma güveniyorum. Bütün zor ÅŸartlara raÄŸmen çalışmalarını yürütüyorlar. Ama sizi de yanımızda görmeye ihtiyacımız var” dedi.
“İkinci bir 30 Ekim yaÅŸanmaması için çalışıyoruz”
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi BaÅŸkanı Sinancan Öziçer de yapılan çalışmanın önemine deÄŸindi. Öziçer, “Bu çalıştay, kentimize, ülkemize, yaÅŸama dair pratikliÄŸi geliÅŸtiren, kolaylıklar sunan, bilim ve teknolojinin ışığında, iki farklı meslek grubunun birleÅŸerek neler yapacağının bir kanıtı. Çalıştaydan sonra hepimizin vizyonunun, ufkunun geniÅŸleyeceÄŸini düÅŸünüyorum. İkinci bir 30 Ekim deneyiminin yaÅŸanmaması için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz” dedi.
Yapı stokunun risklerine dikkat çekti
İnÅŸaat Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi BaÅŸkanı Bengi Atak ise toplumsal bir sorumluluÄŸu yerine getirmek adına tahribatsız yapı ve zemin izleme gibi teknik bir konuyu ele aldıklarını ifade etti. Atak, ÅŸunları söyledi: “Kentimizin mevcut yapı stokunun büyük bir bölümü, ne yazık ki bilimsel denetimden uzak üretim süreçlerinin izlerini taşıyor. Bu yapılar sadece yaÅŸlandıkları için deÄŸil aynı zamanda nasıl davrandıklarını bilmediÄŸimiz için ciddi bir hayati risk taşıyor. Hızlı ve etkili ÅŸekilde yapıların mevcut durum deÄŸerlendirmelerinin yapılarak sınıflandırılmaları ve gerekli görülenlerin üzerinde güçlendirme, dönüÅŸtürme çalışmalarını gerçekleÅŸtirmekle yükümlüyüz.”
“DoÄŸru, bilimsel çalışmalar ortaya koymak zorundayız”
Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Serdar Kart da ülkede her zaman benzer acıların yaÅŸandığına deÄŸinerek, “Depremler ülkemizin deÄŸiÅŸmez gerçeÄŸi ve bizler bununla yaÅŸamayı öÄŸrenmek zorundayız. Depremin olumsuz etkilerinden en az zararla çıkmak için hem yönetsel hem de bilimsel açıdan yapılması gerekenleri, hem ahlaki hem de insani açıdan yerine getirmek zorundayız. Yaptığımız iÅŸin bilincinde ve sorumluluÄŸunu bilerek, doÄŸru, bilimsel çalışmalar ortaya koymak zorundayız. Ülkemiz ve halkımız için doÄŸru mühendislik projelerini hayata geçirmeliyiz” dedi.
“Konumuz teknik ama insan hayatını doÄŸrudan etkiliyor”
İnÅŸaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Nusret Suna ise ülkenin en acil konularından birine eÄŸilmek için toplandıklarını söyledi. Nusret Suna, “Konumuz teknik ama insan hayatını doÄŸrudan etkiliyor. Deprem ülkesinde yaşıyoruz. Bunu sadece bir tespit olarak deÄŸil aynı zamanda sorumluluklarımızı hatırlatan bir gerçeklik olarak düÅŸünmek zorundayız. Biz ne zaman bu gerçeÄŸi unutsak, yer kabuÄŸu bize bunu hatırlatıyor. Ülkemizin hem insan gücü açısından hem de teknik, bilimsel donanım açısından önemli bir birikimi söz konusu. Bilimin, mühendisliÄŸin ve aklın bize sunduÄŸu yol çok açık. Öngörmek, izlemek ve hazırlıklı olmak. Sadece inÅŸa etmek yetmiyor. Asıl mesele izliyor muyuz, gözlüyor muyuz, anlıyor ve uyarıyor muyuz?” diye konuÅŸtu.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.